Baros, Lincoln ve Arda... Rıdvan'ın da deyişiyle 3 halısaha oyuncusu. İlk yarıda çok iyi ikili bazen üçlü oyunlarla tek paslarla cezasahasına girip birer de gol atıp maçı geriye düşmelerine rağmen almayı bildiler. İlk yarıda karşılıklı pozisyonlardan ilk golü Gençler buldu maçın yıldızı Burhan Eşer ile. Ama savunmada adam takibinde ciddi problemler yaşadığı için kalesinde peşpeşe golleri görmekten kurtulamadı. Öne geçmesine rağmen geriye yaslanmaması takdir edilesi ve ezberbozucuydu ama böylesine defansif hatalar sonrasında bir anlamı kalmadı. Rakibini rahatsız etmesi gerekirken göbekteki iki siyahi gölge presinin ötesine geçemedi.
İkinci yarı ise tamamen tek kale şeklinde geçti. Özellikle Burhan Eşer yıldızlaştı. Yapmadığı iş kalmadı diğer golü bulmak dışında. Korner kullandı, top sürdü, adam eksiltti, verkaçlara girdi, aralara kaçtı, tehlikeli bölgelerde faul aldı, şut çekti... Ama bir türlü golü bulamadı. 83. dakikaya kadar Galatasaray 5 pası bir arada göremedi. Ama golü yemedi ve maçı aldı...
Yapay çimden olsa gerek tüm oyuncular sürekli ayakta mücadele ediyorlar. Çim sahada oynanan maçlarda sıkça gördüğümüz defans oyuncularının kayarak topu alma hamlelerini yapay çimde göremiyoruz. Bunun nedeni yapay çimde kaydığınız zaman derinize zarar vermesi. Durum böyle olunca da teknik futbolcular için büyük bir fırsat oluyor. Daha rahat paslaşıp, rakip rahatsız edemediği için rahat şut imkanı buluyorlar. Galatasaray bunun da avantajını kullandı bu maçta çokça.
Gelelim Baros'un spor ahlakına. Bu maçta kendini yere attı açık açık kart yok. Net bir şekilde kasten eliyle topu önüne alıyor kart yok. Burhan kendini atıyor hemen sarıyı çıkartmayı biliyorsun. Bu tutarsızlık Beşiktaş maçında Baros'un performansına göre muhtemelen tekrar gündeme gelecektir. Bu maçta Baros'un yaptıkları ne ilk ne de son olacak. Daha önceki haftalarda defalarca kendini yere atıp haksız penaltı peşinde koştu. Defalarca eliyle kasten oynayarak emek hırsızlığına yeltendi. Türk futbol tarihi Arif Erdem dışında Baros gibisini görmedi...
İkinci yarı ise tamamen tek kale şeklinde geçti. Özellikle Burhan Eşer yıldızlaştı. Yapmadığı iş kalmadı diğer golü bulmak dışında. Korner kullandı, top sürdü, adam eksiltti, verkaçlara girdi, aralara kaçtı, tehlikeli bölgelerde faul aldı, şut çekti... Ama bir türlü golü bulamadı. 83. dakikaya kadar Galatasaray 5 pası bir arada göremedi. Ama golü yemedi ve maçı aldı...
Yapay çimden olsa gerek tüm oyuncular sürekli ayakta mücadele ediyorlar. Çim sahada oynanan maçlarda sıkça gördüğümüz defans oyuncularının kayarak topu alma hamlelerini yapay çimde göremiyoruz. Bunun nedeni yapay çimde kaydığınız zaman derinize zarar vermesi. Durum böyle olunca da teknik futbolcular için büyük bir fırsat oluyor. Daha rahat paslaşıp, rakip rahatsız edemediği için rahat şut imkanı buluyorlar. Galatasaray bunun da avantajını kullandı bu maçta çokça.
Gelelim Baros'un spor ahlakına. Bu maçta kendini yere attı açık açık kart yok. Net bir şekilde kasten eliyle topu önüne alıyor kart yok. Burhan kendini atıyor hemen sarıyı çıkartmayı biliyorsun. Bu tutarsızlık Beşiktaş maçında Baros'un performansına göre muhtemelen tekrar gündeme gelecektir. Bu maçta Baros'un yaptıkları ne ilk ne de son olacak. Daha önceki haftalarda defalarca kendini yere atıp haksız penaltı peşinde koştu. Defalarca eliyle kasten oynayarak emek hırsızlığına yeltendi. Türk futbol tarihi Arif Erdem dışında Baros gibisini görmedi...
0 Yorum...:
Yorum Gönder