16 Haziran 2009

Büyük Topçu: Özer Hurmacı


Son 2 yıldır ağzımın suyunu akıtan 3 adam vardı alınmasını istediğim; Özer Hurmacı, Mehmet Topuz, Sercan Yıldırım. Bunların içinden tartışmasız en önemlisi Özer Hurmacı'ydı. Mehmet Topuz alınırken kopan kargaşaya bir kez daha teşekkür etmek gerekir. Bu kargaşayla sessiz sedasız bitti bu müthiş transfer. Olaylı Topuz transferinin yanında sönük kalsa da, ilerleyen yıllar daha da net gösterecektir ki Özer Hurmacı orta sahada bir futbolcunun ne kadar çok yönlü olabileceğini ispatlayacaktır.

Türk futbolcularında maalesef ender bulunan bir özelliktir futbol zekası ve yanında bildiğimiz zeka. Özer Hurmacı'nın olağanüstü pasları olsun, çalımları olsun saha içinde yaptıkları onun o müthiş futbol zekasını bana gösteriyor. Bunun yanında saha dışındaki konuşmalarının bana bıraktığı izlenimle zeka seviyesinin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca iki yabancı dil bilmesi de cabası. Türk futbolunda ender bulunan bu artıları belki de Almanya'da büyümesine bağlayabiliriz.

Özer Hurmacı benim tahminimce Daum'un yeni Stephan Appiah'ı olacaktır. Appiah gittikten sonra oyunu iki yönlü oynayan adam sıkıntısı yaşanmasının ardından Emre'den ziyade Özer Hurmacı bu sıkıntıya çare olacaktır. Çok güçlü bir futbolcu ve takım savunmasının her zaman içinde. Appiah'ın takım oyununa en büyük katkısı; doğru zamanda doğru yerde olup, doğru zamanda doğru yere pas atma kabiliyeti Hurmacı ile eşdeğer. Tüm bu özelliklerinin yanında bir de adam eksiltme özelliği Hurmacı'yı daha da paha biçilmez yapıyor. Hepsi içinde bir de Türk olması, neden ağzımın suyunun en çok aktığını açıkça anlatıyor.


Özer Hurmacı'nın bir önemli avantajı da, onun gelişiminde en büyük katkı sahibi isimlerden Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'de sportif direktörlük görevine getirilmesi oldu. Gelişimine kaldığı yerden onu en iyi tanıyan adamla birlikte devam edecek ve Milli Takım'ın da değişilmezi olacak.

Mehmet Topuz, Özer Hurmacı tamam, kaldı Sercan Yıldırım. Türkiye'den alınabilecek en iyi 3 Türk bunlar. %66 başarı sağlandı. Sercan da alınırsa eğer, Fenerbahçe'nin yakın tarihteki 2. "En iyi Türk futbolcuları toplama" politikası gerçekleşmiş olacak...



Aşağıdaki videolarda Özer'in Ankaraspor'da neler yaptığının uzun bir derlemesi var. Bu videolarda onun bileklerine dikkat edin, çalımlarını keyifle izleyin. Bu arada LİGTV'ye bela okumaya da devam edin zira güzel hareketlere değer göstermediğini, Anelka döneminde inanılmaz hareketlerin yakın çekim tekrarlarını göstermeyerek ispatlayan bir kanalın, bir "Anadolu kulübünde oynayan sıradan bir oyuncu"nun hareketlerine değer vermesi beklenemezdi...


Özer Hurmacı | Derleme Video - 1


Özer Hurmacı | Derleme Video - 2

14 Haziran 2009

Seri boyunca oynanan hakem oyunları...


İlk maçtan itibaren hakemler berbat bir yönetim sergilediler 5 maç boyunca. Daha ilk maçtan sonra "Avrupa'dan hakem gelsin" önerisinde bulunurken ben, bu performanslarının bu kadar da Efes lehine belirginleşeceğini tahmin edemezdim. Özellikle Abdi İpekçi'deki 2. maç ve serinin 5. maçında hakemlerin sergilediği tavırlar, çaldıkları ve çalmadıkları düdükler "Artık yeter" dedirtti.

Ömer Onan son saniyede belki faul yaptı ama bu kadar tepkinin gelişinin tek nedeni bu ana kadar hakemler konusunda ciddi bir birikimin olmasıydı. Bu negatif birikim, maçın tam kırılma noktasında gelen sportmenlik dışı faul düdüğüyle aşırı tepkiye dönüştü.

Abdi İpekçi'deki 2. maçta periyot arasında ağızlarını okurken hakem üçlüsünün saha içindeki toplantısında Recep Ankaralı Fatih Söylemezoğlu'na "Ben görmedim, sen de görmedin, tamam" diyor. Kendileri de yaptıklarının bilincinde ama hep Efes lehine olunca problem oluyor. Fenerbahçe lehine denebilecek bir düdük sonrası hemen telafi düdükleri çalınırken ben seri boyunca bir tane bile böyle bir düdük görmedim. Hızlı hücuma çıkarken, Ömer Onan'ın beline sarılıp durudurmaya çalışıyorlar, tüm salon görüyor ama 3 hakemden biri göremiyor. Efes potası altında kan gövdeyi götürüyor hiç düdük yok, Fenerbahçe potası altında ufak temaslara bile hemen faul...

Efes'in şampiyon olamaması durumunda ligden çekilmesi korkusuyla bu kadar da iteklenmez bir takım; ayıp !!! En iyi hakemlerini Letonya'ya gönderip, kalıntı hakemlerle final serisini idare etmek; ayıp !!!

Seri 4-0 olur derken, Efes 3-2 ile tek galibiyete bıraktı işi. Bu dakikadan sonra bu hakemlerle ne olur ne biter bir şey söylemek güç.



Serinin 3. maçında çektiklerimden 2 kare:


13 Haziran 2009

"Aldık" deyip de alamamak nedir?

Kötü laf sahibine aittir...

8 Haziran 2009

Ahmet Çakar vs Yıldırım Demirören



Dün akşam Telegol'de gerçekleşen Mehmet Topuz Panayırı'nda en kayda değer olay Demirören ile Ahmet Çakar'ın tartışması oldu. Olayla ilgili katılmadık insanın kalmadığı programda Önce Mehmet Topuz, Süleyman Hurma, Topuz'un menaceri, Yıldırım Demirören ve Kayserispor başkanı Mamur katıldıktan sonra, Aziz Yıldırım da beklemediğim şekilde telefonla programa katıldı. Aziz Yıldırım'ın tüm anlattıkları büyük saygı içerisinde dinlendi. Daha sonra Yıldırım Demirören tekrar bağlandı. Bu kez "Ahmet Çakar'a teessüf ediyorum" demesi Çakar'ı sinirlendirdi. "Yıldırım Demirören bana teessüf edecekmiş, haftaya o zaman PAF takımıyla çıkar." cümlesiyle zirve yaptı :)

Ardından tekrar "Ben de haftaya PAF takımıyla çıkarım sahaya" demesi üzerine Demirören terbiyesizleşerek "Sen küçük Ahmet'le çık sahaya terbiyesiz herif!" dedi.

Kim terbiyesiz acaba?..

Aziz Yıldırım'ın bağlandığı sıralarda tüm yorumcular neredeyse önünü iliklerken, Demirören'e laf sokma yarışması yaşandı adeta. Bu olayla birlikte Ahmet Çakar'a sevgim daha da artmış oldu :)


Videoyu indirmek için: Rapidshare

6 Haziran 2009

Büyük Kaptan MRSIC | EP 67-70 FB


2. maçı kaybetmek üzerine kurmuşken ben kafamda final serisini, 39 yaşındaki büyük kaptan Damir Mrsic çıktı ve unutulmaz üçlüğüyle her şeyi başkalaştırdı. Efes tam kötü talihini bozmaya bu kadar yaklaşmışken yine o sihirli üçlüğü gönderdi Efes potasına.

Bu maçla birlikte Efes karşısında ligde son 13 maçın 12'sini kazanmış olduk. Solomon geldiğindne beri yenilgi yüzü de görmedik. Sezon boyunca sadece 2 mağlubiyet alan Efes'i Abdi İpekçi'deki 2 maçla birlikte 4-0 ile süpürmek inanılmaz bir mesaj olacak. Bu sene şampiyon olmak için yapabilecekleri tüm hamleleri yapan Efes, bu seneden sonra kulübü kapatsın, gitsin artık.

19 top kaybına rağmen Fenerbahçe hala kazanabiliyorsa bu seri evdeki maçlarla 4-0 olur, kupa da perşembe günü kalkar. Salı günkü maça ilk galibiyette, perşembe günkü maça da bu galibiyetle birlikte kupa için biletlerimi aldım.

Bu maçta "5 milyon verelim, 'Fener' diye bağırın" tezahüratı hoştu. Maç sonrası yaşanan sevinç ise paha biçilemezdi. Nejat Sayman'ın son dakikada Kazun'un topu oyuna sokarken yaptığı hata sonrası "Ne yaptı lan!!" demesi de güldürdü.

Teşekkürler Damir, Abdi İpekçi'de görüşmek üzere...

Mrsic'in maçı getiren son dakika üçlüğünün videosu



Efes Pilsen 67-70 Fenerbahçe Ülker

Mehmet Topuz'da Zeka Kırıntıları Aramak


Bu adamın ne kadar kişiliksiz ve zekadan yoksun olduğu konusundaki yıllardır olan düşüncelerim her geçen gün daha da yerini buluyor. Bonservisini Fenerbahçe'nin almasından sonra BJK formasını giyip "Gerekirse bir sene futbol oynamam" diyerek aptallığın zirvesini yapan Mehmet Topuz'un şimdi de Galatasaraylı olduğunu söylediği ortaya çıktı.

Sene 2004, bu kez Galatasaray onu istiyor. Ergun Gürsoy ile Fatih Gökşen transfer etmek için Kayserispor ile görüşüyorlar ama son anda transfer yatıyor. Topuz da o dönemde kendilerine doğuştan Galatasaraylı olduğunu söylüyor. Fatih Gökşen aynen şunları söylüyor: "2004 yılında Ergun Gürsoy ile birlikte Mehmet'i kadromuza katmak için Kayserispor Başkanı Recep Mamur ve Mehmet Topuz ile görüşmüştük. Anlaşma noktasına geldiğimiz transfer son onda gerçekleşmemişti. Bugün ilginç olan Mehmet Topuz'un açıklamaları. Mehmet, doğuştan Galatasaraylı olduğunu söylemişti. Benim de bildiğim Mehmet Topuz, doğuştan Galatasaraylı."...

Bir öyle bir böyle Mehmet Topuz. "Mustafa Denizli bu kulüpten içeri giremez" dedikten sonra Denizli'yi teknik direktörlüğe getiren esas "ezik" Yıldırım Demirören, alsın Mehmet Topuz'u oynatsın. Yakıştığı kulübe gitmiş olsun...

Çok büyük bir mutluluk ki; bu adam "Doğuştan Fenerbahçeliyim" gibi talihsiz bir açıklama yapmadı. Böyle bir insan mümkünse Fenerbahçeli olmasın. Aynı zamanda, herkes Beşiktaşlı olmasın lütfen, sadece Mehmet Topuz ve benzerleri Beşiktaşlı olsun, bu güzide ayrıcalık onlara kalsın, bize bulaşmasın !!!

5 Haziran 2009

BJK resmi sitesine ulaşılamıyor :)


Mehmet Topuz transferini borsaya bildiren BJK, Bildirdiği oyuncunun bonservisinin Fenerbahçe tarafından alınmasından sonra eli ayağına dolaştı. Hemen resmi site kapatıldı. Şu anda BJK resmi sitesine ulaşılamıyor:)

Yine aynı soru gündeme geliyor: Bir insan neden Beşiktaşlı olur?..


BJK forumları epey formda bu saatlerde... :)


http://www.carsiforum.com/forum_posts.asp?TID=17949

Beşiktaşlılık Duruşu ve Topuz Transferi


Bu duruş iyice efsaneleşmeye başladı gitgide. Bir Mehmet Topuz transferi vakasıyla yine "Beşiktaşlılık duruşu" karşımızda, bu nasıl bir duruşsa?!

Dün her yerde Mehmet Topuz'un Beşiktaş'a transfer olduğu son dakika haberi olarak geçilirken bugün her şey ortaya çıktı. Olayların kronolojisi şu şekilde:

  1. Fenerbahçe ile Kayserispor Topuz'un transferi konusunda sözleşerek önceliği alıyorlar.
  2. Görüşmeler sürerken bonservisi elinde olmayan futbolcuyu transfer etmek için önce kulüple anlaşması gereken BJK Mehmet Topuz'la anlaşma yoluna gidiyor.
  3. BJK ile Topuz anlaşıyorlar.
  4. Kayserispor ise bizim Fenerbahçe'ye sözümüz var, öncelik onlarda diyor Topuz'a.
  5. Kayserispor Topuz'a "Hangi takımı tuttuğun veya hangi takıma gideceğin konusunda transfer netleşmeden bir açıklama yapma" tavsiyesinde bulunuyor.
  6. Topuz'a BJK yöneticileri, Hurma'nın anlattığına göre "Beşiktaş'ta oynamak istediğini belirten açıklamalar yap ki Fenerbahçe senden vazgeçsin" talimatı veriyor.
  7. Topuz basına "Ben BJK'liyim" açıklaması yapıyor.
  8. Beşiktaş Genel Sekreteri Kenan Öner, Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma'nın açıklamalarına yanıt vererek, "Biz usul neyse onu yaptık. Başkanlar futbolcunun menajeri ve Mehmet Topuz'la anlaştık. Kaldı ki ben Beşiktaş'ta oynamak istiyorum diyen bir futbolcuya da bunu zorla ifade ettirmekte gafletten öte bir komplo teorisidir" diyor ve hepimizi güldürüyor kendisine.

Duruş falan tamamen yalan oldu da, nerede kaldı en azından etik anlayış?!!

Bu saatten sonra böyle aptal bir futbolcuyu açıkçası istemem. Topuz'un yıldızının parladığı 2-3 sezon önce Bosman ile transfer olabilecekken Kayserispor'la uzun süreli bir anlaşma yaptığında zaten zeka konusunda damgayı vurmuştum. Beni bu davranışlarıyla hiç de yanıltmadı. Gelmesin, BJK'de mutlu mesut oynasın benim çevik ama zeki olamayan Mehmet Topuz'um...



Ben bu yazıyı yazarken maalesef resmi açıklama geldi

Kulübümüz, Kayserispor ile Mehmet Topuz'un transferi konusunda anlaşmaya varmıştır. Bu transfer kapsamında Fenerbahçe Spor Kulübü bir oyuncusunu Kayserispor'a verecektir.

Kamuoyuna Duyurulur


Kulüple anlaşılmış sadece, Topuz Fenerbahçe'nin teklifini kabul etmezse transfer yine yatar. BJK daha önce Mondragon için Metz ile nlaşmıştı fakkat Mondragon Galatasaray ile anlaştığını söyleyince Galatasaray almıştı. Fenerbahçe'nin Kayserispor ile anlaşması şu anda bir şey ifade etmiyor...

4 Haziran 2009

Söyle Efes Söyle, Söyle Ne Oldu ?!


Çok sert bir maç oldu finale yakışır şekilde. Finale yakışmayan her türlü pisliği yapmalarına rağmen maçı kazanmasını bildik. Fenerbahçe - Efes maçları artık boyut değiştirdi. Fenerbahçe - Galatasaray maçlarını bile geride bıraktı artık. Efes Pilsen son 12 maçta Fenerbahçe karşısında sadece tek galibiyet alabildi. Bu inanılmaz ezici bir üstünlük. Bu baskı gittikçe artıyor 3 maç önce kazanmalarına rağmen.

Yaş ortalaması 12-13 olan taraftarının önünde nasıl bir destek bekliyorlardı bilmiyorum ama aptal aptal ellerine verilen bayrak ve balonları sallamaktan öteye gidemediler. Zaman zaman artık ne oldu bilinmez "Ooooo gerizekalı" tezahüratları da duyuldu. Ne yaparsanız yapın Fenerbahçe kazanıyor işte.

Maç beklendiği gibi inanılmaz bir sertlikle başladı. İki takım da üst düzey savunma yaptılar. Bu savunmayı bu kadar uzunca maça yayılmış şekilde Euroleague'de bile görmemiştim ben. Nitekim iki takım da 70'i bulamadan maç bitti.

Nejat Sayman'ın Green'in hiç top kaybetmediğini duyurduktan sonra Green'in iki top kaybı yapması, Kerem Gönlüm'ün her boşta kalan topu alması, Solomon'un berbat oyunu, Ömer Onan'ın bu kadar sert potalara üstüste 3'lük sokabilmesi, Ömer Aşık'ın küfredercesine vurduğu smaçlar, Mirsad'ın kendisini yaralayan Ender'le uğraşmaması, Preldzic'in mükemmel oyununa rağmen son dakikada az kalsın yapacağı pas hatasıyla her şeyi berbat etmek üzere olması maçtan akılda kalanlar oldu benim adıma.

Bu sert potalara karşı en yüksek yüzdeyle oynayan takım kimdir? %40 üzerinde oynayan taım var mıdır? Araştırmaya gerek yok, mümkün değildir sanıyorum. Zaten bir süre sonra iki takım da 3'lük denemeyi bıraktı ama kinayeli bir 3'lükle de Mirsad maçı kopardı.

Bu arada Avrupa'dan hakem getirsek fena olmayacak...

Saha avantajını bütün çabalarına rağmen kullanamadılar. Seri 4-1 biter diye tahmin ediyorum...


Efes Pilsen 60-68 Fenerbahçe Ülker

3 Haziran 2009

Rüyalar gerçek oldu: Naz Aydemir Fenerbahçe'de


Final serisinde gözüme çarptı önce oyunuyla, sonra güzelliğiyle. Veya tam tersi :). MSN iletilerinden Aziz başkana şakayla karışık transfer konusunda çağırılar yaparken İtalya'ya transfer olacak iddialarıyla hüzünlenmiştik. Ama seçim yapıldı, Aziz Başkan tekrar seçildi ve Naz Aydemir Fenerbahçe'mizde. Zaten iyi bir pasör ihtiyacımız vardı. Bu açığı hırslı ve başarılı bir Türk ile kapatmak gayet isabetli oldu. Forma da çok yakıştı.

İlk Fenerbahçe Acıbadem maçına gidip, Naz'a bağırıp türlü apaçilikler yapmak istiyorum :)

Hoşgeldin Naz Aydemir...


2 Haziran 2009

Back to the Future : Christoph Daum


Fenerbahçe'de resmi olarak 2 şampiyonluk gören ama aslında 3 şampiyonluk kazanan Cristoph Daum'la yeniden birlikteyiz. Çirkin oyunlarla Denizli'de kaybettirilen şampiyonlukla birlikte ligde hep tepedeydi Daum.

Daum'un başarılı olması için fazlaca özellikleri var. Bunlardan en önemlisi yıldız futbolcuları iyi yönetebilmesi. Pierre van Hooijdonk'u istisna olarak tutuyorum. Hooijdonk Fenerbahçe'ye kadar her takımda ciddi sorun olmuş bir adamdı zira. Hooijdonk'u bir kenara bırakırsak Anelka'yı yedekte tutup, sonradan oyuna alarak verim de alabilmesi önemli bir artı. Sürekli yıldız oyuncular transfer derek bu işi politika haline getiren Fenerbahçe'nin başında da bu tip bir hoca lazım.

Daum'un aklıma gelen en büyük ikinci özelliği de kazanmak için oynaması. Deplasman olsun, iç saha maçı olsun farketmeden tıkanan maçları açmak için cesurca değişikliğe giden bir adam. Bu özelliğinden dolayı Kazım Kanat kendisine delilikle dahilik arasında gidip geldikten sonra "Dahi" lakabını uygun görmüştü.

Türkiye'yi çok seven bir Alman

Bir de Daum'um transferlerdeki başarı yüzdesiyle futbolcu gelişimine katkıları çok önemli. Transferlerinden en öne çıkanı Nobre'dir. Devre arasında alınan nadir oyuncu bir takımı şampiyonluğa götürür. O sene Nobre'nin takıma monte edilmesiyle şampiyonluk gelmişti.

Daum denilince akla 3 futbolcunun da ciddi gelişimi gelir. Bu oyuncular: Tuncay Şanlı, Mehmet Aurelio ve Ümit Özat. Tuncay zaten gelecek vadeden bir isimdi ama Trabzon'da sağ açık oynayan vasat Aurelio'yu dünya çapında kaliteye sahip bir önlibero yaparak A Milli Takım'a da hatırı sayılır bir katkı yaptı. Önlibero oynayan Ümit Özat'ı Türkiye Süper Lig'in en fazla isabetli orta yapan sol beki yaptı. Ters ayak olmasına rağmen ısrarla oynattı ve kimsenin itiraz edemediği bir sol bek kazandırdı takıma. Geçmiş yaşına rağmen Ümit Özat da ciddi bir gelişim gösterdi.

Koch'un keyifli antrenman tekniklerinden biri

Bilmiyorum Koch ile yine birlikte mi gelirler ama onun dönemindeki kondisyon artısı da ciddi etki yapıyordu maçlara. Takımın yaş ortalamasının düşük olmasıyla da alakalıydı ama bunun yanında iyi antrenman yapıldığının kanıtı sahada rahatça görülebiliyordu.

Daum ile 3 senede 2 şampiyonluğun ardından Zico ile 2 senede bir şampiyonluk bir de en önemlisi Şampiyonlar Ligi'nde gelen çeyrek finalle ciddi yükseliş vardı. Zico'nun gönderilip Aragones'in getirilişiyle tekrar geriye giden Fenerbahçe bir geleceğe dönüş kararıyla Daum'u başa getiriyor iyi bir gelecek için. Başlığı bu nedenle "Back to the Future" olarak atmak istedim. Yine geriye gittiğimiz bir dönemi yaşamayız inşallah.

Sonuç olarak hala "Keşke Zico kalsaydı" demekle beraber, başarı için alınabilecek iki hocadan (Türkiye'yi bilen Lucescu ve Daum) biri başa geçiyor. Zico'nun pas futbolu gibi bir oyun karakteristiği oturtamayan bir hoca olsa da Daum, başarılı olacaktır. Doğru seçim olarak görüyorum Daum'u...