Fenerbahçe Ülker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fenerbahçe Ülker etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Haziran 2009

Seri boyunca oynanan hakem oyunları...


İlk maçtan itibaren hakemler berbat bir yönetim sergilediler 5 maç boyunca. Daha ilk maçtan sonra "Avrupa'dan hakem gelsin" önerisinde bulunurken ben, bu performanslarının bu kadar da Efes lehine belirginleşeceğini tahmin edemezdim. Özellikle Abdi İpekçi'deki 2. maç ve serinin 5. maçında hakemlerin sergilediği tavırlar, çaldıkları ve çalmadıkları düdükler "Artık yeter" dedirtti.

Ömer Onan son saniyede belki faul yaptı ama bu kadar tepkinin gelişinin tek nedeni bu ana kadar hakemler konusunda ciddi bir birikimin olmasıydı. Bu negatif birikim, maçın tam kırılma noktasında gelen sportmenlik dışı faul düdüğüyle aşırı tepkiye dönüştü.

Abdi İpekçi'deki 2. maçta periyot arasında ağızlarını okurken hakem üçlüsünün saha içindeki toplantısında Recep Ankaralı Fatih Söylemezoğlu'na "Ben görmedim, sen de görmedin, tamam" diyor. Kendileri de yaptıklarının bilincinde ama hep Efes lehine olunca problem oluyor. Fenerbahçe lehine denebilecek bir düdük sonrası hemen telafi düdükleri çalınırken ben seri boyunca bir tane bile böyle bir düdük görmedim. Hızlı hücuma çıkarken, Ömer Onan'ın beline sarılıp durudurmaya çalışıyorlar, tüm salon görüyor ama 3 hakemden biri göremiyor. Efes potası altında kan gövdeyi götürüyor hiç düdük yok, Fenerbahçe potası altında ufak temaslara bile hemen faul...

Efes'in şampiyon olamaması durumunda ligden çekilmesi korkusuyla bu kadar da iteklenmez bir takım; ayıp !!! En iyi hakemlerini Letonya'ya gönderip, kalıntı hakemlerle final serisini idare etmek; ayıp !!!

Seri 4-0 olur derken, Efes 3-2 ile tek galibiyete bıraktı işi. Bu dakikadan sonra bu hakemlerle ne olur ne biter bir şey söylemek güç.



Serinin 3. maçında çektiklerimden 2 kare:


6 Haziran 2009

Büyük Kaptan MRSIC | EP 67-70 FB


2. maçı kaybetmek üzerine kurmuşken ben kafamda final serisini, 39 yaşındaki büyük kaptan Damir Mrsic çıktı ve unutulmaz üçlüğüyle her şeyi başkalaştırdı. Efes tam kötü talihini bozmaya bu kadar yaklaşmışken yine o sihirli üçlüğü gönderdi Efes potasına.

Bu maçla birlikte Efes karşısında ligde son 13 maçın 12'sini kazanmış olduk. Solomon geldiğindne beri yenilgi yüzü de görmedik. Sezon boyunca sadece 2 mağlubiyet alan Efes'i Abdi İpekçi'deki 2 maçla birlikte 4-0 ile süpürmek inanılmaz bir mesaj olacak. Bu sene şampiyon olmak için yapabilecekleri tüm hamleleri yapan Efes, bu seneden sonra kulübü kapatsın, gitsin artık.

19 top kaybına rağmen Fenerbahçe hala kazanabiliyorsa bu seri evdeki maçlarla 4-0 olur, kupa da perşembe günü kalkar. Salı günkü maça ilk galibiyette, perşembe günkü maça da bu galibiyetle birlikte kupa için biletlerimi aldım.

Bu maçta "5 milyon verelim, 'Fener' diye bağırın" tezahüratı hoştu. Maç sonrası yaşanan sevinç ise paha biçilemezdi. Nejat Sayman'ın son dakikada Kazun'un topu oyuna sokarken yaptığı hata sonrası "Ne yaptı lan!!" demesi de güldürdü.

Teşekkürler Damir, Abdi İpekçi'de görüşmek üzere...

Mrsic'in maçı getiren son dakika üçlüğünün videosu



Efes Pilsen 67-70 Fenerbahçe Ülker

4 Haziran 2009

Söyle Efes Söyle, Söyle Ne Oldu ?!


Çok sert bir maç oldu finale yakışır şekilde. Finale yakışmayan her türlü pisliği yapmalarına rağmen maçı kazanmasını bildik. Fenerbahçe - Efes maçları artık boyut değiştirdi. Fenerbahçe - Galatasaray maçlarını bile geride bıraktı artık. Efes Pilsen son 12 maçta Fenerbahçe karşısında sadece tek galibiyet alabildi. Bu inanılmaz ezici bir üstünlük. Bu baskı gittikçe artıyor 3 maç önce kazanmalarına rağmen.

Yaş ortalaması 12-13 olan taraftarının önünde nasıl bir destek bekliyorlardı bilmiyorum ama aptal aptal ellerine verilen bayrak ve balonları sallamaktan öteye gidemediler. Zaman zaman artık ne oldu bilinmez "Ooooo gerizekalı" tezahüratları da duyuldu. Ne yaparsanız yapın Fenerbahçe kazanıyor işte.

Maç beklendiği gibi inanılmaz bir sertlikle başladı. İki takım da üst düzey savunma yaptılar. Bu savunmayı bu kadar uzunca maça yayılmış şekilde Euroleague'de bile görmemiştim ben. Nitekim iki takım da 70'i bulamadan maç bitti.

Nejat Sayman'ın Green'in hiç top kaybetmediğini duyurduktan sonra Green'in iki top kaybı yapması, Kerem Gönlüm'ün her boşta kalan topu alması, Solomon'un berbat oyunu, Ömer Onan'ın bu kadar sert potalara üstüste 3'lük sokabilmesi, Ömer Aşık'ın küfredercesine vurduğu smaçlar, Mirsad'ın kendisini yaralayan Ender'le uğraşmaması, Preldzic'in mükemmel oyununa rağmen son dakikada az kalsın yapacağı pas hatasıyla her şeyi berbat etmek üzere olması maçtan akılda kalanlar oldu benim adıma.

Bu sert potalara karşı en yüksek yüzdeyle oynayan takım kimdir? %40 üzerinde oynayan taım var mıdır? Araştırmaya gerek yok, mümkün değildir sanıyorum. Zaten bir süre sonra iki takım da 3'lük denemeyi bıraktı ama kinayeli bir 3'lükle de Mirsad maçı kopardı.

Bu arada Avrupa'dan hakem getirsek fena olmayacak...

Saha avantajını bütün çabalarına rağmen kullanamadılar. Seri 4-1 biter diye tahmin ediyorum...


Efes Pilsen 60-68 Fenerbahçe Ülker

31 Mayıs 2009

Maç Vermeden Final...


Yarı finaldeki Türk Telekom eşleşmesinde en üzücü taraf herhalde serinin Ankara'da başlayıp İstnabul'a tek maçlık işin kalması oldu. Fenerbahçe seyircisi bu muhteşem takımı izlemekten mahrum kaldı. Kombine alanlar daha fazla yararlanmak isterlerdi, ama Fenerbahçe buna müsade etmedi. 6 maç 6 galibiyet ve finalde bu kez Efes Pilsen.

Türk Telekom serisinin hiçbir maçında yenilgi korkusu yaşamadım. Her maç kalite farkı ortadaydı. Bu kalite farkı da Türk Telekom'un geniş kadrosuna rağmen vardı. Örs'ün gönderilip Tanjevic'in getirilmesine herkes öfkelenmişti. Ama neyse ki Tanjevic işini doğru yaptı. Takım savunmasını oturttu, rotasyonu doğru kullanmaya başladı. Kişilerin sivrildiği maçlar yerine takımca iyi oynayarak kazanmaya başladık. Üstüste şampiyonluğa da amborgo koyduk, Avrupa'da da kısmen başarılı olduk.

Şimdi Efes Pilsen'in belalısı Solomon ile Fenerbahçe final serisine başlayacak. 4-0 olmayabilir ama şampiyonluğa en yakın takım taraftar artısıyla Fenerbahçe olacak...

Fenerbahçe Ülker 70-57 Türk Telekom

26 Mayıs 2009

El Amin değil Takım Kazanır !!! TT 81-86 FB


Tuhaf bir 5 ile başlayıp ilk periyodun yarısını geride götürdükten sonra farkı yaratan oyuncuların oyuna girmesiyle maçın sonuna kadar hakimiyet Fenerbahçe'de kaldı. Özellikle Oğuz Savaş 2. periyotta NBA seviyesinde bir basketbol ortaya koydu. Yapmadığı iş kalmadı. Blok koydu, kaırmadan basket soktu, asist yaptı, ribaunt topladı.

Pota altı olarak ligin en iyisi tartışmasız Fenerbahçe Ülker. Tutku'nun bir pozisyonda Ömer Aşık'tan korkup turnikeye gidememesi birçok şeyin ispatıydı.

Maç boyunca özellikle Green ve Mrsic'in isabetli 3'lük sokmaları kırılma noktalarının hep Fenerbahçe lehine sonuçlanmasını sağladı. Green, Solomon gelince kendine gelmiş biraz. %80 3'lük yüzdesiyle büyük katkı yaptı. Bunun yanında El Amin'in ivmesini aldığı dönemdeki savunması da cabası oldu.

Çok nadir maçta bir oyuncu çıkıp uzun süre takımı sırtlayıp galibiyete götürür. Bu olmaz, olması gereken bu tip oyuncuların maçın sonundaki kritik toplarda sorumluluk alarak maçı kazandırması. El Amin imkansızı istedi, bir yere kadar da getirdi ama olmadı tabi. İlk yarıyı 5 sayıyla kapatıp maçı 30 sayıyla bitirmesi Türk Telekom'a galibiyeti getiremedi.

Serinin geleceği 3-0 gibi gözüküyor. Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker finali güzel olacak...


Muhtemel Manşetler:

Fenerbahçe Suratına Kapattı
Fenerbahe Faturayı Ödedi
Fenerbahçe Meşgule Verdi

Aradığınız Telekom'a Ulaşılamıyor



21 Şubat 2009

Teknosa Türkiye Kupası'nda da kura saçmalığı


Fortis Türkiye Kupası'ndaki anlamsız kura sistemi; gruplarda kim birinci, kim ikinci önemsenmeden ve hangi takımın hangi gruptan geldiğine bakılmadan çekilen kuralardan sonra bu zihniyet basketbola da yansımış gözüküyor. İzmir'de oynanan Teknosa Türkiye Kupası 8'li finalde ilk maçları galibiyetle tamamlayan 4 takım için tekrar kura çekildi. Bu kuralar sonucunda GS Cafe Crown - Erdemirspor ve Fenerbahçe Ülker - Efes Pilsen eşleşmeleri gerçekleşti. Bu saçma kura sistemiyle birlikte Galatasaray maç yapmadan finale kalacakken Fenerbahçe veya Efes'ten kim finale kalırsa ilk iki günde yıpranmış bir şekilde finale kalmış olacak. Belirsizlik yaratmaya çalışıp heyecanının yükseleceğini umarak ciddi bir biçimde saçmalıyor organizatörler.

Teknosa Türkiye Kupası Yarı Final
15:00 Erdemirspor - Galatasaray Cafe Crown
17:15 Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker

Yayın: NTVSpor

12 Şubat 2009

Cibona 55-65 Fenerbahçe Ülker | Mirsad Provakatörü

Alınan 2 mağlubiyet sonra kesin kazanılması gereken deplasman maçında galip gelerek gruptan çıkma şansımızı devam ettirmiş olduk. Bu galibiyete rağmen, hatta Cibona'yı İstanbul'da yensek bile gruptan çıkma şansımızı zayıf görüyorum. Siena CSKA'yı yenince CSKA'nın 6'da 6 yapması arzumuz da suya düştü. Şimdi Cibona'yı ve Siena'yı yenmek zorundayız.

Maç öncesinde Beşiktaş'ta (LigTV binasının bir alt sokağında) PES atarken Cibona-Fenerbahçe Ülker maçını anlatan spiker de oradaydı. Maçı yerinde değil de İstanbul'dan anlatması ve anlatacağı maç öncesinde maça hazırlanmaması zaman zaman sıkıntı yarattı. Bir ara yayında skor verilmeyince skoru söyleyemedi izleyiciye. Yayına skor yazılır yazılmaz söyleyebildi anca:) Bunun yanında maç sonunda "Bunun İstanbul'u da var, farkı düşünmek lazım" vurgusu yersizdi zira İstanbul'da Cibona'yı yenemezsen tur zaten hayal olur.

Maça gelecek olursak iki olumlu olay vardı. Birisi Mirsad Türkcan'ın double double yaptığı muazzam performanstı. 37 RKG ile haftanın MVP'si oldu sanıyorum. Attığı basketlerden sonra sürekli kameranın olduğu tribüne eliyle koluyla mesajlar gönderip duruyordu bir şeyler söylenerek. Bu adam ne zaman olağanüstü bir performans sergilese, nedense hep saha dışı bir faktör oluyor. Yönetim bunu göz önüne alarak deplasman maçları için rakip taraftarlar arasına maaşlı "Mirsad Provakatörü" yerleştirmesi gerektiğini ciddi ciddi düşünmeye başladım.

İkinci olumlu olaysa sezonun hayalkırıklığı Green'in çift haneli sayı atıp takıma katkı sağlamasıydı. Uzun bir aradan sonra bir şeyler yaptı çok şükür.

Çok düşük skorlu geçilen ilk yarıdan sonra 3. periyotta önce yakaladık rakibi. Ardından 4. periyotta 24-12 ile maçı farklı kazandık. maç son periyotta 2 sayılık farkta sıkışıp kalmışken dengeyi bizim lehimize alan savunması stratejisiyle bozan Perasovic'e teşekkürü bir borç bilmek lazım.

Fenerbahçe Ülker oyuncu istatistikleri:

29 Ocak 2009

Fenerbahçe 48-66 CSKA Moskova | 0 sayı Green

Kağıt üzerinde kuralar çekilir çekilmez CSKA maçlarına sıfırı koymuştum 2 maç için de. Çok şaşırtan bir şey olmamalıydı İstanbul'da CSKA'ya yenilmek. İlk iki periyotta mükemmele yakın oynadı her biri. Bu takıma karşı koymak imkansızdı. İlk periyot 20-12 ve ikinci periyotta da 21-13 ile 8+8 16 sayı farkla devreye gidildi.

İkinci yarının başlamasıyla Ömer Onan'ın büyük gazı ve müthiş savunmasıyla takımın da savunması ve azmi yükseldi. Bunun tek olumlu yansıması savunmamıza oldu. CSKA başka bir takıma karşı 1 periyotta 8 sayıda kalmış mıdır bakmak lazım. Müthişti bloklar, top çalmalar. Ama skor üretemedik bir türlü. Savunma seviyemizi yükselttiğimiz kadar hücumumuzu yükseltemedik bir türlü.
3. periyottaki yoğun çaba sonucu yorulan takım son periyotta da tutunamadı. Siskauskas takır takır atmaya devam etti tüm soğukkanlılığıyla. 48-66 Cska kazandı.

Attan inip eşeğe bindiğimizi, Green bu maçla bir kez daha ispatladı. Solomon'un sazı eline alıp maçları bambaşka havalara sokmasına alışmış olan bizler, Green'in maç boyunca tek sayı bile üretememisyle şoke olmalıyız. Kerem Tunçeri seçeneğini değerlendiremeyen ve Efes'e kaptıran yönetimimize de teşekkürlerimi sunuyorum.

Siena'nın Cibona'ya yenilmesini Cibona'yı iki maçta da yenerek avantaja dönüştürebiliriz. Mirsad döner, Giricek form tutarsa gruptan çıkma şansı yükselir.

19 Ocak 2009

Euroleage TOP 16'da rakiplerimiz belli oldu


İlk iki torbadan da en güçlüleri çektik. CSKA maçlarına 2 mağlubiyeti şimdiden yazmak lazım. İş Siena'yı içerde yenip Cibona'yı iki maçta da yenmeye bakacak gibi. CSKA firesiz grubu bitirir, Cibona da Siena'dan bir maç alabilirse ilk 8'e kalabiliriz.

Öncelikle takıma bir oyunkurucu alınmalı tabi. Yoksa Nedim Karakaş'ın Final Four hayali hayal olarak kalmaya devam eder. Kerem Tunçeri düşünülüyormuş.

18 Ocak 2009

Pınar Karşıyaka 48-94 Fenerbahçe Ülker


Efes, Galatasaray ve Türk Telekom maçları dışında bundan sonra her maç böyle aşırı farkla bitecek gibi artık. Galatasaray Cafe Crown'a 62 sayı atarak yenildiğimiz maç dahil son 6 maçta Fenerbahe Ülker rakip potalara ortalama 94 sayı bıraktı ve yine son 6 karşılaşmada potasında ortalama 67.2 sayı gördü. Fenerbahçe ligin şu ana kadar en az sayı yiyen takımı 15 maçta alınan 4 mağlubiyete rağmen.

Bu maçta da savunmada iyiydi yine takım. 3. periyodun ilk 4 dakikasıyla son periyodun ilk 5 dakikası Karşıyaka basketle tanışamadı. Son haftanın Euroleague MVP'si Oğuz Savaş Roma maçında 1 ribaundla kaçırdığı double double'ı bu kez 12 sayı 10 ribaund ile yakaladı. 5 oyuncunun iki haneli skor ürettiği maçta Fenerbahçe Ülker Pınar Karşıyaka'yı neredeyse ikiye katladı. Pınar Karşıyaka 48-94 Fenerbahçe Ülker.

9 Ocak 2009

Euroleague'de 2. olma şansı ve diğer ihtimaller


Bugünkü sonuçlarla Tau Roma'yı yenerek 1.'liğini garantiledi. Uzatmaya giden maçta Tau kenardan gelen Pete Mickeal ile maçı aldı. 2.'lik için Fenerbahçe ve Roma çekişecek son maçta Abdi İpekçi'de. Perşembe günü oynanacak maçtan Fenerbahçe Ülker'in 9 sayının üzerinde bir farkla galip gelmesi gerekecek. İlk maçı Roma 76-67 kazandığı için ikili avarajda üstün olan 2. sıranın sahibi olacak ve Top16'da ciddi bir avantaj yakalayacak Final Four yolunda.

Bir diğer ihtimal de Fenerbahçe'nin yenilip Alba ve Badalona kazanırsa galibiyet sayıları 3 takımın da 5 oluyor ve sıralama 3'lü avaraja kalıyor. 3'lü avarajda Fenerbahçe Ülker avantajlı. Sıralamadaki yerimiz 3 oluyor. 3 galibiyetimiz var iki takımla oynadığımız maçlardan ve avarajlar şu şekilde:

3'lü avaraja kalması halinde:
Fenerbahçe Ülker - Alba Berlin: +9 -9
Fenerbahçe Ülker - DKV Joventut: +3 +26
Alba Berlin - DKV Joventut: +2 +4

Fenerbahçe Ülker: +29
Alba Berlin: +6
DKV Joventut: -35

8 Ocak 2009

Union Olimpija 70-90 Fenerbahçe Ülker

Euroleague'de deplasman galibiyetleri altındır, baldan da tatlıdır. 2.'lik için kazanmamız gereken bir maçı rahat kazandık diyebiliriz. İlk yarı sonu ve hatta 3. periyodun kısır geçen yarı bölümü sonunda başabaş giden maç gelen üçlüklerle Fenerbahçe Ülker lehine dönmeye başladı. Hücumda toplar girdikçe savunmada direnç arttı. Savunmada direnç arttıkça fark gitgide çoğaldı. 4. Periyotta Olimpija sadece 10 sayı bırakabildi potamıza. Sonuç 70-90, fark 20...

Semih Erden(3) ve Mirsad (1) dışında serbest atış kaçırmamamız (25/29) farkı getiren neden değildi çünkü Olimpija da yüksek yüzdeyle attı (14/16). Farkı getiren iyi savunmaydı, ilk yarıya göre ikinci yarıda daha yardımlaşarak en iyi şutu bulmamızdı. Olimpija'da Mirza Begic kariyerinin maçını çıkarmış olabilir. 23 sayı 13 ribaundla (6'sı hücum) takımının en iyisiydi ama ona katkı yapan olmadı başka. 4 oyuncumuz çift haneli skor üretti. Özellikle Ömer Onan yıldızlaştı diyebilirim maçta. 4/9 ikilik 3/6 üçlükle 20 sayı üretti ve en skorer oldu.

2.'lik şansı için Tau'nun galip gelmesini bekliyoruz...

Takım istatistikleri :

4 Ocak 2009

Bu nasıl vizyon Nedim Karakaş?

''Giricek, yüzde 60-70 iyileşmişken kritik bir maç geliyor, oynatmak zorunda kalıyoruz. Şimdi 10-15 gün daha oynayamayacak'' şeklinde konuşmuştu deplasmandaki Tau yenilgisinden sonra Giricek'in oynamamsı üzerine. Bu nasıl bir mantıktır, bunu nasıl bu kadar açıkça söyleyebiliyorsun anlayabilmek mümkün değil. Önce sağlık gelir, sonra başarı zaten gelir. 1-2 maçta Giricek'siz de kazanabiliriz veya kaybederiz ama uzun vadede bu değeri kullanamamak zararlı çıkarır takımı. Bu mentaliteden uzak bir Fenerbahçe Ülker yönetimi görmek üzücü.

Nedim Karakaş yine anlayamadığım tarzda açıklamalar yapmış Galatasaray Cafe Crown yenilgisi hakkında. ''Kırılma noktası hakemler oldu. Hakemler maçı iyi seyretsin. Maçın en kritik dakikalarında verdikleri teknik faulü neden çaldıklarını kendileri bile bilmiyor. Semih topu hakemin ayağına atmış. Bunu hakaret olarak değerlendirmek yanlış. Bu nedenle faul ve teknik fauller sonrası 4 atış kullanıldı, ardından da sportmenlik dışı faulle maçı bitirdiler" diyor Nedim Karakaş. Ben hakemlerin ufak tefek hataları dışında iyi olduklarını gördüm. Yenilgiyi hakemlerden önce kafalarda aramak lazım. Goran Giricek olsa GSCC bu kadar rahat kazanabilir miydi, veya kazanabilir miydi?.. Ben çok aradım maç boyunca Giricek'i...

3 Ocak 2009

Sadece Preldzic | GSCC 78-62 FBÜ


Maçtan önce içerden oynamak gerektiğini söylemiştim. Fenerbahçe Ülker intihar ile eşdeğer bir üçlük denemesiyle maçı bitirdi. 31 üçlük denemesi ve 9 isabet. 31 rakamını 25 ikilik şut denemesinin yanına koyunca daha da tuhaf görünüyor. Pota altında daha güçlüyüz diye bakarken Beşok yıldızlaşan isim oldu pota altında. Semih anlamsız bir teknik faulle hem faul sıkıntısına girdi erkenden hem de direnci zayıflattı. Green'i zaten yorumlamak dahi istemiyorum. Uzun zamandır gördüğüm en kötü oyunkurucu. Takımı gerçek anlamda yöneten King Solomon'dan sonra Green. Tam tabiriyle attan inip eşeğe binmek bu olsa gerek.

Maçta Preldzic dışında skor beklenen ne Mrsic skor üretti ne de Smith. Mrsic skor hanesindeki smiti hiç bozmadı ve sayısız bitirdi. Smith de Mrsic'i bozmadı fazla sayı atmayarak. Oyun koptuktan sonra attıklarını katmazsak 4 sayı buldu. Mirsad'ın hırsı yoktu, düzen yoktu. Sadece Preldzic vardı...

Son 11 derbinin 9'unu Fenerbahçe kazandı


Özellikle 4 sezondur ciddi bir Fenerbahçe üstünlüğü var. Bu sürede toplam 11 maçta Galatasaray sadece 2 galibiyet görebilmiş. Son 7 seneye baktığımızda da yine Fenerbahçe'nin 12-82lik üstünlüğü var. İstatitik olarak ciddi anlamda favori Fenerbahçe ama düşündürücü bir şey var, o da efsaneleşen Ayhan Şahenk potaları. Bu potaların bozuk olduğunu iddia eden hatrı sayılır sayıda basketbolsever var. Mümkük olduğunca az dış şutla, bol bol içerden oynamayı tavsiye ediyorum. Alan savunmasını iyi yapan takım kazanır bu salonda...

2 Ocak 2009

Yılın ilk derbisi: Galatasaray Cafe Crown - Fenerbahçe Ülker


Futbolsuz kaldığımız bu günlerde ilaç gibi bir maç oynanacak yarın. Potadaki Galatasaray Cafe Crown - Fenerbahçe Ülker derbisi bu senenin ilk derbisi olacak. Koç değişiminin Galatasaray'a etkisi ne olacak? Fenerbahçe daha önce 34 sayı farkla yendiği gibi farklı galibiyet görebilecek mi? Skor 20-45'e gelirse kameralar Adnan Polat'a dönecek mi? Olası bir Fenerbahçe galibiyeti sonrası alışıldık "bulduğunu at, bulamıyorsan tükür" görüntüleri izlenebilecek mi? Maçın başlamasıyla, hiçbir yerde basketbol seyircisinin yapmayacağı (salonu futbol stadı sanıp) konfeti yağmuru yine yaşanacak ve oyun bir süre duracak mı?..

Hepsinin cevabı 3 Ocak Cumartesi, saat 19:00'da Spormax'te (Digitürk 78. kanal)

27 Aralık 2008

Fenerbahçe Ülker 107-78 Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi

Fenerbahçe Ülker yine 100'ü gördü, yine güle oynaya kazandı. Preldzic 8 asistle maçın en çok asist yapan ismi oldu. Bu sezon iyice bu görevi üstlenmiş görünüyor Emir. Takımın en asistçisi şu anda. Takımın şu ana kadar en skoreri Smith de bu maçın en skoreri oldu 30 sayıyla. Maçın sürprizi Serhat Çetin'in ilk 5'te çıkmasıydı ve toplam 17 dakika süre aldı. 6 ayrı isimden 6 blok izledik. En güzeli Smith'inkiydi yine. Panyaya yapıştırdıktan sonra hücuma gidip 3'lüğü de bıraktı Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi potasına.

Haftaya Galatasaray Cafe Crown maçı var. Yine 100 bekliyor olacak yüz bulan taraftar :)

21 Aralık 2008

Banvit 79-112 Fenerbahçe Ülker | %75


Maçın ilk çeyreğine bakınca maçın başabaş gidebileceğini düşündüm ama öyle olmadı. Olağanüstü bir basketbol oynadı Fenerbahçe Ülker. 15/20 %75 üçlük yüzdesi inanılmaz. 20 şutta 23 ikiliğe denk geliyor:) Herkes çok iyiydi. Banvit'in iki yabancası Williams ve Crispin 45 sayı üretti. Başka iki haneli rakama ulaşan olmadı. Zor geçeceği düşünülen maçta 112'yi gördük...