Maçtan önce tüm yorumcular maçın çok gollü geçeceği yönünde bol bol atıp tutmasına ısrarla karşı görüşle maçın 1-0 biteceğini iddia etmiştim. Bu gerçekleşti.(1)
Maç başladı ve her adama delice pres yapan takımı görünce "Böyle giderse maçın son bölümü takım düşer kondisyon olarak." iddiasında bulunmuştum. Ne yazık ki bu da gerçekleşti.(2)
Galatasaray'da başarılı olduğu iddia edilen (Türkiye'de evet) Fatih Terim ne şaşırtıcıdır ki Şampiyonlar Ligi'nde bir hiçten öteye gidememişti. Neden gidememişti? Çünkü ligde çılgınlarca pres yaparak vasatın altındaki Anadolu takımlarını ezen GS, devlerin arenasında pas yapan takımlara karşı gereksizce ve akılsızca yaptığı presle hep başarısız oldu. Chelsea geldi 5 attı, gitti.
Bugün Terim'in çıkarttığı 11 çok doğruydu. 2 forvet yaptı gayet iyi, korkak düşünmedi. Orta sahadaki seçimler yine hücum ağırlıklıydı. Bir şekilde takıma korkmaması gerektiği aşılanmalıydı. Terim bunu kadro seçimiyle gösterdi. İkinci aşama takımın oynama mentalitesiydi. Pres yapma mentalitesi doğru olmayandı, her ismi iyi pas yapabilen takıma karşı. Korktuğum başıma geldi. İlk 30 dakika yalancı bir iyi futbol. 90 dakika baktığımızda da tamamen İspanya hakimiyeti. Kimse kendini 30 dakika iyi oynadık diye kandırmasın. Biz o 30 dakikada cebimizden yedik.
Maçın ikinci yarısında da tablo netleşti. Maç 1-0 olmasına rağmen yarım saat sanki 5-0'mış gibi geçti maç. Bir sağ bekin en fazla gol pozisyonuna girdiği maçlardan biri haline dönüştü maç. Zorlanmadan üstüste 15 pasın üzerine çıktı defalarca İspanya.
Maçtan gözüme takılan bir sahne vardı. Ramos bilmem kaçıncı bindirmesini yaparken ikinci yarıda, orta yaptı, İbrahim Üzülmez sırtını döndü, ardından bir de kafasına gelmesin diye kafasını eğdi. Bu ülkenin ikinci sol beki böyle korkak mı olmalı, yoksa Konfederasyon Kupası'nda Alex'in şutuna kafa sokan Bülent Korkmaz gibi mi olmalı?!
Bir duayla bitirelim: Allah tüm futbolcularımıza Xavi'deki futbol zekasının zerresini versin inşallah. Amin!!!
Maç başladı ve her adama delice pres yapan takımı görünce "Böyle giderse maçın son bölümü takım düşer kondisyon olarak." iddiasında bulunmuştum. Ne yazık ki bu da gerçekleşti.(2)
Galatasaray'da başarılı olduğu iddia edilen (Türkiye'de evet) Fatih Terim ne şaşırtıcıdır ki Şampiyonlar Ligi'nde bir hiçten öteye gidememişti. Neden gidememişti? Çünkü ligde çılgınlarca pres yaparak vasatın altındaki Anadolu takımlarını ezen GS, devlerin arenasında pas yapan takımlara karşı gereksizce ve akılsızca yaptığı presle hep başarısız oldu. Chelsea geldi 5 attı, gitti.
Bugün Terim'in çıkarttığı 11 çok doğruydu. 2 forvet yaptı gayet iyi, korkak düşünmedi. Orta sahadaki seçimler yine hücum ağırlıklıydı. Bir şekilde takıma korkmaması gerektiği aşılanmalıydı. Terim bunu kadro seçimiyle gösterdi. İkinci aşama takımın oynama mentalitesiydi. Pres yapma mentalitesi doğru olmayandı, her ismi iyi pas yapabilen takıma karşı. Korktuğum başıma geldi. İlk 30 dakika yalancı bir iyi futbol. 90 dakika baktığımızda da tamamen İspanya hakimiyeti. Kimse kendini 30 dakika iyi oynadık diye kandırmasın. Biz o 30 dakikada cebimizden yedik.
Maçın ikinci yarısında da tablo netleşti. Maç 1-0 olmasına rağmen yarım saat sanki 5-0'mış gibi geçti maç. Bir sağ bekin en fazla gol pozisyonuna girdiği maçlardan biri haline dönüştü maç. Zorlanmadan üstüste 15 pasın üzerine çıktı defalarca İspanya.
Maçtan gözüme takılan bir sahne vardı. Ramos bilmem kaçıncı bindirmesini yaparken ikinci yarıda, orta yaptı, İbrahim Üzülmez sırtını döndü, ardından bir de kafasına gelmesin diye kafasını eğdi. Bu ülkenin ikinci sol beki böyle korkak mı olmalı, yoksa Konfederasyon Kupası'nda Alex'in şutuna kafa sokan Bülent Korkmaz gibi mi olmalı?!
Bir duayla bitirelim: Allah tüm futbolcularımıza Xavi'deki futbol zekasının zerresini versin inşallah. Amin!!!
1 Yorum...:
Semih - Ayhan degisikliginden sonra zaten herkes anlamistir beraberlige yattigini. Ardindan da gol geldi. Ne kadar sacma dusuncelere sahip bu Terim. Hangi mantik cercevesinde Semih'i oyundan alirsin? Neredeyse tek top dagitan adam Semih'ken cikarmanin mantigi nedir.
Nihat'i cikarsa neyse. Ikinci yari ayagina top gelmedi. Bir aptalca noktada milli takimin Goknal Unal'a umit baglamasi. Bu adam mi bizi ipten kurtaracak. Hangi macta Trabzonspor'u kurtarmis ki milli takimi kurtarsin.
Bu kafayla bi cacik olmaz takimdan. Umut baglamasak daha iyi sanirim.
Yorum Gönder